VERİMLİLİKTE MOTİVASYONUN ROLÜ

“Verimliliğin artmasında, çalışanlar için teknolojik alt yapı ne kadar güçlendirilirse bir o kadarda görev sorumlulukları yüklenmektedir. Çünkü günümüzde verimli olmak ve hizmetin gelişimi için çok yönlü ve üretken olma mecburiyetleri kaçınılmazdır”

Verimlilik, işletmenin başarı derecesini ve kârlılık durumunu gösterir. Piyasa koşullarına zamanında uyum gösteren bir işletmenin başarılı olmasında en etken faktör; o işletmenin teknolojik gelişmeye ayak uydurarak gerçek maliyetlerini düşürmesi, diğer bir deyişle bi¬rim ürün üretimi veya hizmet bölümü için kullanılan girdi hacmini azaltmasıdır. Girdi ve çıktı arasındaki oran verimlilik olarak tanımlandığına göre, işletmenin başarısı verimlilik artışına bağlıdır denilebilir.

Verimlilik, işletme yönetimi açısından da önemlidir: Verimlilik oranları ve verimliliğin ölçülmesi işletmelerin genel işleyişlerini ve başarı derecesini ortaya koyan önemli göstergelerdir. Bu nedenle, ve¬rimlilik oranları ve verimliliğin ölçülmesi işletme yöneticileri için et¬kin bir denetim aracı olarak kullanılabilir. Özellikle, günümüzde, işletmelerde yönetimin ekonomik ve teknik yönlerinin birbirini tamam¬layacak şekilde önem kazandığı, buna karşın yöneticilerin çok kez tek¬nik konular dışında ekonomik konularda, sektörel pazarı takip etmede, yabancı kalmaları ihtimali dikkate alındığında; verimlilik ve verimliliğin ölçülmesinin yöneticiye gerek teknik, gerekse ekonomik sorunları çözmede yardımcı bir araç olacağı gerçektir.

Verimlilik kavramı çok geniş bir kavramdır. Verimli çalışmak bir çok kişinin en büyük sorun yaşadığı bir konudur. Bu konuda bir çok bilgi mevcut fakat bu bilgilerin derlenip kişiye en uygun olanının kullanılması, verimli çalışmak konusunda başarıyı kısa sürede sağlayabilir. İş hayatında çalışırken veya şirketlerde görevlerinizi yerine getirirken başarılı olmak için bazı yöntemleri bilmek gerekir. Her bir yöntem akademik bilgi olarak kalabilir. Kişiye göre verimli olma yaklaşımları değişkenlik arz edebilir.

Her zaman çok çalışmakla iyi iş yapıldığı veya verimliliğin kendisi demek değildir. Verimli olmanın formülünü kısaca neyi yap neyi yapma şeklinde söyleyebiliriz. Sonuçta her kesin verimli olmak için önce sırtının sıvazlanmasını beklemesi insanın tabiatında mevcuttur. Bunun yolu motivasyondan, çalışma isteğini artırmaktan geçer.

Motivasyon ise bir amaca ulaşmak için gereken itici güçtür. Demek ki amaçlara ulaşmak için motivasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Motivasyon (İsteklilik), iş yapma ve çalışma davranışımızın üstünde etki yapan en olumlu etkendir. Çalışmasını, iş yapmasını, yada görev tanımlarını bilmeyen bir çalışan bunu bitmesi gereken bir yük olarak görür. Yük olarak kabul edilen bir görevde isteklilik yoktur.Planlı ve programı olmayan bir çalışan,çalışmaya hiçbir zaman zamanında başlayamaz ve tabii zamanında bitiremez.
Motivasyon gündelik yaşamımızda sürekli olarak karşımıza çıkmaktadır.Hatta farklı anlamlarda olsa bile çoğu kişi moral terimiyle eşdeğer olarak görmektedir.Çalışan kişilerin çoğu, her hal ve şartlarda sürekli motivasyon olmasını beklemektedir.
Motivasyonun iş dünyasında önem kazanması işletmelerde insan verilen değerin artması ile başlamıştır. İşletmeler çalışanlardan kısaca üretkenlik,verimlilik, zeka isterken çalışanlarda işletmelerden güvenlik, eğitim, kariyer gelişimi, gelecek güvencesi ve ekonomik kaynaklar bekler. Psikologlar uzun yıllar bununla ilgili çeşitli araştırmalar yapmışlar ve motivasyonu ortaya çıkaran en önemli faktörün de bireyin kendi ihtiyaçları olduğunu anlamışlardır. Buna göre bir insan herhangi bir konuda ihtiyacı ortaya çıktığında önce bunu karşılamak ister ve bunun için şartlanır. Hemen akabinde de bu ihtiyacın karşılanması için çeşitli davranışlara yönelir. İhtiyacını karşıladığı andan itibaren de isteklerinde belirgin bir oranda azalma olur. Ancak bu ihtiyaç ile ilgili yeni bir durum ortaya çıktığı andan itibaren de tekrar istek duyguları başlar. Onun için bu istek ve beklentiler sonsuzdur. Karşılanmasını sürekli beklemek, istemek uygun veya bazen mümkün olmamaktadır
Dolayısıyla da ihtiyacın karşılanması her zaman için o ihtiyaçla ilgili çevrenin veya iş ortamının ortadan kalkacağı anlamını taşımaz...
Her hangi bir işi, görevi, kendine verilen sorumluluğu yerine getirme ve başarma isteği her insan için motive edici unsurların en başta gelenidir.
Şirketinizin kurumsal inanç ve değerlere sahip olması, önemsemesi, yüceltmesi başarılarının yüksek olmasında ve motivasyonda önemli etkenlerdendir.
Kariyer gelişiminiz sürekli sağlanıyor ve siz bunlara planlı olarak adım adım ulaşıyorsanız hatta bunları önceden biliyorsanız bu pozisyonlara ulaştığınızda kendinizi güçlü hissedeceksiniz. Gücünüz davranışınıza ve iş hayatınıza yansıyacaktır.Bu da sizi motive edecektir.

Uzun süredir aynı pozisyonda çalışıyorsunuz.Günleriniz evden işe, ve işten eve hattı üzerinde geçip gidiyor.İşiniz için bir şeyler üretemiyorsunuz.En son ne zaman sizi heyecanlandıran bir uğraşınız oldu hatırlamıyorsunuz. Virüs gibi vücuda bu tembellik girmiş ve çoğalmaktadır. Muhtemelen bedeniniz ve zihniniz bağışıklık kazanmıştır.Ağrılarınızla birlikte, işinize, çevrenize hastalığınızı bulaştırmaya başlarsınız..Bütün bunlar varsa ve siz değişmemişseniz kariyeriniz de havada kalmıştır.Şimdi motivasyonu beklemek haksızlık olmaz mı.

MOTİVASYON YÖNTEMLERİ; Araştırmalara göre, yöneticilerin bir bölümü çalışanların şirketleri için kişisel fedakârlıkta bulunmasını bekliyor. Çalışanlar ise kendilerinin sadece iş gücü değil insan olarak görüldüğü bir çalışma ortamı istiyor.
Şirketlerin çalışanlarına bakış açıları değişmelidir. Günümüzde çalışanlar; Kurumsal şirketlerde iş- özel hayat dengesini koruyacak mesai uygulamaları ile ön plana çıkmalarını beklemektedirler. Kurumsal olmayan şirketlerde herhangi bir düzen veya inovasyon zaten beklenmemektedir. Her geçen gün gelişen ve değişen dünyamızda kurum kültürlerinde bile değişim gerekmektedir.
İletişimin ya da kurumsal iletişimin önemi ve faydaları, gün geçtikçe şirketlerimiz tarafından benimsenmeye başlamıştır. Buna birde Ar-ge’ si, işyeri ve çalışanları ile barışık olma ve çalışanlarını motive etme özelliklerini de katarsak verimliliklerine ne kadar değer kattıklarını görürüz.

Şirketler İ.K.uygulamalarını ve gelişmelerini, çalışanları için yapmak zorunda oldukları görevlerden saymalılardır. Artık her çalışmanın çalakalem değil, projelendirilerek matematiksel bir işlem kombinasyonu içersinde işlem görmesi ve ilersi içinde kayıt altında tutulması verimliliğin en önemli özelliklerinden olduğu bilinmektedir. Verimliliğinin artması birer insan olan çalışanlarının motivasyonu ile bire bir ilişkilidir. İş verimliliğin artmasında, çalışanlar için teknolojik yapı ne kadar güçlendirilirse bir o kadarda görev sorumlulukları da yüklenmektedir. Çünkü günümüzde verimli olmak ve hizmetin gelişimi için çok yönlü çalışan ve üretken olma mecburiyetleri kaçınılmazdır. İnsan faktöründe motivasyonun yeri baş köşedir. Motivasyon için örnek olarak; Görev tanımına göre ayda birkaç gün evden çalışma, gün içersinde istenilen aralıkta mesai, kıyafet serbestisi (Makul ölçülerde), ücretsiz tatil paketleri, başarılı olan çocuklarının özel okul taksitlerinin tamamı veya bir bölümü, yaz okul paketleri, bursluluk, yıl sonu dağıtılabilen kârın toplumsal işlere ayrılması, primlendirme v.s. Bunları çoğaltılabilir veya şekillendirilebilirsiniz.

Yine motivasyon için; Şirket sahiplerinin veya yöneticilerinin çalışanlar nezdinde iyi olması kolay ancak adil olması zordur. Vermek ve dağıtmakla sizin olmadığını düşündüğünüzde zaten çalışanlarla paylaşmış oluyorsunuz. Bu sadece parada değil. Her türlü dayanışmada, görevinde yardımcı olmada, bilgilendirmede, sorunları çözmede, yetiştirilmesinde ve kariyer gelişimi için destek olma gibi hususlarda da geçerlidir.
Her türlü görevler elbise gibi insan tabiatına uygun olarak hazırlanmalı ve giydirilmeli yada çalışanlar görevlerine uygun hale getirilmeli. Tavuk yumurta örneği gibi. Verimli olan motive edilmeli yada motive edilen verimli olur.Bunlar aslında biri birini tamamlayan dairesel döngü olarak kabul edilmelidir.

İşinizi çok iyi yapıyor olmanız önemlidir; ancak ondan daha da önemlisi nasıl geliştirebileceğinizi de bilebilmektir. Mesela, uzun zamandır talep edemediğiniz eğitim için yöneticinizle konuşun. Veya , her gün yaptığınız işlerin arasından 1 tanesini seçin ve 1 hafta boyunca o işi “daha iyi” ya da “daha farklı” nasıl yapabileceğinizin yollarını düşünün. Proje üretin. Verimliliğe etkisini gördüğünüzde, başardığınızda kendinizi motive edilmiş hissedersiniz.

En iyi olduğunuz yanlarınızı açığa çıkarın ve bu yönlerinizi daha farklı nasıl kullanabileceğiniz keşfediniz.Yöneticilerinizin bunu görmesini sağlayın.İşinize ve verimliliğinize yansıtınız.
Farklı sektörleri, piyasayı, yenilikleri takip ediniz, Bilgi ve yeteneklerinizi geliştiriniz.Artık üretkenliğiniz artacak sıradan çalışan durumundan elit çalışan durumuna geldiğinizi göreceksiniz.
Dış motivasyon insanın çevresinde ortaya çıkar. Hep beklenti içinde oluruz. Şirketten devamlı övgü, para, unvan gibi ödüllerin verilmesini isteriz. Doğrudur. Ancak kanaatimce önce iç motivasyon dediğimiz çalışanların içinde olanların tamamlanması daha doğrudur.Bir amaca sahip olmak,hedeflerimizin olması, büyük düşünmek, bilgili olmak,görevimizi en iyi yapmak,üretken olmak,farklı olduğumuzu göstermek,bedenimizi işe hazırlamak, sağlığımızı korumak gibi hususlar bize iç motivasyonumuzu kazandırır.

Hiçbir zaman unutulmaması gerek bir husus, hedefsizliktir. Hedefiniz tam belli değilse istediğiniz şeye güçlü istek duymazsınız. İstediğiniz hedef belli ancak çalışmaya güç bulamıyorsanız ulaşacağınız noktayı düşünüp kendiniz motive etmeye çalışırsınız. Kendiniz piyasaya, ortama uygun veya gireceğiniz işe uygun niteliklere ulaşmaya çalışırsanız istenen kişi olursunuz.İstenen kişi olursanız motive olursunuz. Motivasyonda sizi hedefinize ulaştırır.
Sonuçta iş yerlerinde yüksek motivasyon sağlandığında çalışanlarda görülecek olan güzellikleri şöyle sıralayabiliriz.-Tüm çalışanların gülümseyen bakışları – Bireylere içtenlikle yardımcı olma – Sorumluluk alma ve paylaşma isteği – Çalışanlar arasında sağlıklı bir iletişim – Katılım ve iş birliği – Problem çözümünde iş birliği – Birbirine pozitif yaklaşma ve destek olma – Olumlu bakış açısı – Sevgi ve saygı – İşe kanalize olma ve başarıyı paylaşma – İşe isteyerek gelme gibi her biri ayrı ayrı özellik arz eden hususlardır.
Şirketlerin, kurumların çalışanlara karşı davranışlarının, bakış açılarının her şeyde en iyi olması mümkün değildir. Ancak odaklanılacak temel bir hedef kurumun başkaları tarafından algılanmasını da kolaylaştıracaktır. Şirketlerin,kurumların motivasyon uygulamalarında hayranlık duyulacak bir özellik inşa etmesi (elde etmesi) gerekir.
Çalışanlarını motive etmeyi başaran bir şirket, bütün alanlarda başarının kapılarını açar. Çalışanların gönülden bağlı olarak çalıştıkları şirketlerde, müşteri sadakati de, verimlilik de, kârlılık da artar. Çalışanların motive olduğu iş ortamları, bir bakışta fark edilecek kadar huzurludur.
Bir sonraki yazımızda inşallah şirketlerde motivasyon artırıcı usuller ve çalışanlardaki etkileri konusunu işleyeceğiz.

Potansiyeliniz varken, gücünüz yerinde iken, vakit daha fazla geçmeden hatta kendinizi emekli etmeden önce kendiniz ile barışın iç motivasyonunuzu sağlayın ki sonra dışarıdan motivasyon bekleyin. Ne dersiniz hep karşımızdan mı bekleyelim!


İlhan TANRIYAR / Proje ve Yönetim Danışmanı
www.ilhantanriyar.com