İNANÇ TURİZM’DEN HELÂL TURİZM‘E DOĞRU

“Helâl turizm, bir turizm çeşidi değil, turizmin bütün çeşitlerinin helâl anlayışla yapıldığı bir faaliyettir“

Türkiye’nin, tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapması ve Asya ile Avrupa kıtaları arasında köprü niteliği taşıyan coğrafi konumda olmasından ötürü gün geçtikçe turizmdeki rağbeti artmaktadır. Bu rağbet ülkenin değil, bölgede bulunan ve inanç turizmine bağlı olan destinasyonların da oldukça önemli bir yere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bölgede bulunan bu destinasyonlar, inanç merkezlerini görmek isteyen turistler tarafından ilgi odağı haline gelmektedir. Dini amaçlı seyahatler, seyahatin en eski ve en yaygın nedenlerinden biridir. Değişen rekabet koşulları turizm endüstrisinde farklı yaklaşımları beraberinde getirmektedir. Var olan turizm türlerinin yerine alternatif turizm çeşitlerinin ortaya çıktığı görülmektedir. İnanç turizmi bütün inançları kapsar ve inançlar asıl isteklendirme kaynağını oluşturmaktadır. Bireylerin inançlarının gereğini yerine getirmek ya da inançları doğrultusunda kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak için kutsal yerleri ziyaret etmeleri; genel olarak “inanç turizmi” olarak tanımlanmaktadır. Hristiyanların Efes antik kentinde bulunan Meryem anayı ziyaret için gelmeleri, Budistlerin Ganj nehrini ziyaret etmeleri veya İslam Dinin’de Müslümanlara farz kılınan Hac ibadetini yerine getirmek üzere Müslümanların Mekke ve Medine’ye gitmesi İnanç turizm’e örnektir. İnanç turizmi kültür turizminin bir alt birimi olarak görünse de “ibadet amaçlı” ziyaretler olması sebebiyle diğer turizm türlerinden farklıdır. Amaç kişilerin dini köklerini aramak için yaptıkları arkeolojik bir araştırma ve ibadettir. İslami esaslar doğrultusunda gerçekleştirilen turizm aktiviteleri “Helâl Turizm” başlığında toplanmıştır Helâl turizm, sadece Müslüman inancıyla, Müslümanların yaşam tarzlarıyla ilgilidir ve ibadet ile ilgisi yoktur. Helâl turizmde Müslümanların dini inançları çerçevesinde müsaade edildiği ölçüde turizmin bütün çeşitlerini yapmasıdır Turizm çevrelerince İnanç turizmi ve helâl turizm kavramları bir birinin yerine kullanılmaktadır, ancak bu iki kavram arasında fark bulunmaktadır. Son yıllarda sıkça duyulmaya ve kullanılmaya başlanan helal kavramı her alanda karşımıza çıkmaktadır. Bu kavram ilk olarak gıda sektöründe kullanılmaya başlamış ve daha sonra farklı alanlarda da kullanılmaya devam edilmiştir. Günümüzde bu alanların başında turizm gelmektedir. Son yıllarda popülaritesi artan Helâl turizm genel turizm kavramı içerisinde hızlı bir şekilde yükselmektedir. Helal turizm İslami inanç ve uygulamalara uygun olan başta konaklama olmak üzere helâl gıda servisi, kadın ve erkekler için ayrı yüzme havuzları, SPA’lar, dinlenme, eğlenme alanları alkolsüz yemek salonları, ibadet yerleri, İslami kurallara uygun eğlenceler ve hatta İslami etik kurallarına uygun sadece bayanlara özel plajlar gibi unsurları içeren ürün ve hizmetleri sunan turizm şeklini ifade etmektedir. Burada gerçekleştirilen faaliyetler, din ve turizm ilişkisinin bir alt şeklini meydana getirmektedir. Bunun yanında din ve turizm ilişkisinin bir başka bir şekli de mevcuttur. Bu turizm şekil ise helâl turizmdir. Bireylerin seyahat ve turizm eylemine katılımları esnasında inandıkları ve gereklerini yerine getirdikleri dinin emir ve yasaklarına uyarak yaşamaları ön plana çıkmaktadır. Helal turizm, bir turizm çeşidi değil, turizmin bütün çeşitlerinin helal anlayışla yapıldığı bir faaliyettir. Helal turizm önceleri HAC ve UMRE ile ilişkilendirilmiştir. Ancak günümüzde Müslümanların gelir düzeylerinin artması seyahatin kolaylaşması ve seyahatin günlük yaşamanın değişmez bir parçası olması nedeniyle Müslümanların tercihlerinde tatil bölgelerine doğru değişim gözlemlenmektedir. İslami hassasiyeti olan bir insanın bu arzusunu dinen Helâl olan bir yaklaşımla tatmin etmek istemesi çok doğal ve insani bir yaklaşımdır. Turizm pazarında büyük talep oluşturan ve cazip bir pazar olan Müslüman turistlerin turizm faaliyetlerine katılmaları ile birlikte bu pazar pek çok ülke tarafından fark edilmiştir. Birçok Müslüman ve Müslüman olmayan ülke, turizm ürünlerini, tesislerini ve altyapılarını Müslüman turist pazarının ihtiyaçlarını karşılamak için değiştirmektedir.
Helâl turizm çalışmalarının mantığı inançlara ve kabullere dayanmaktadır. İslami inancı olmayan birine “Helâl“ kavramını anlatmak zordur. Zaten anlamaktan ziyade anlayışlı olmayı bekliyoruz. Ortada iştah kabartan bir niş pazar söz konusudur. Kim bu işi iyi yaparsa pazardan alacağı pay da o denli büyük olacaktır. Helâl Turizm işletmecilerin ve pazarlamacıların iştahını kabartan yepyeni bir niş pazardan global pazara doğru yelken açmaktadır. Helâl turizm bir turizm çeşidi değildir, bir yaklaşım tarzıdır. Dini hassasiyeti yüksek olan Müslümanların dini inançları çerçevesinde meşru dairede turizmin bütün çeşitlerini yapmasıdır. Türkiye gibi Müslüman olan ülkelerde helâl turizm uygulamalarını, turizmin bazı olumsuz etkileri azaltabilir. Helâl turizm için ülkemize gelen yabancı konuklar Türkiye’yi “kültürel yakınlık” özelliği ile çekici bulmaktadır. Helal turizm konsepti bir farklılaşma aracı olarak ortaya çıkmıştır. Helal turizm Müslüman turistleri turizm işletmesine veya destinasyona çekmek için gerekli bir konsepttir. bir başka yaklaşıma göreyse dindarlaşmanın artmadığı sadece dindarların görünür hale geldiği günümüzde, mahrem tatilin ve helâl turizmin önemli bir kitlesini dini bütün insanlar oluşturmaktadır. Dini yönden meşruiyetin bütün yönleriyle sağlandığı ve hatta daha manevi bir ortamın sunulduğu tatil yerleri gittikçe artmaktadır.
Sonuç olarak; Müslümanların yaşadığı bütün ülkeler, helâl turizm kavramını uluslararası bir boyuta taşımaktadır. Her ülke için ortak görüş, Helâl turizmde bireyler seyahatleri boyunca gerçekleştirecekleri turizm faaliyetlerini Allah’ın rızasını doğrultusunda yapmak istemektedirler.
“Dünyevî faaliyetleri helâlinden yapmak arzusu esastır. Talepler de bu doğrutuda olmaktadır” .......


İlhan TANRIYAR / Proje ve Yönetim Danışmanı
www.ilhantanriyar.com