GELECEKTE ŞİRKET YÖNETİMİNDE NELER DEĞİŞECEK (1)?

“Büyük organizasyonlarda çalışan pek çok insan, farklı kanallardan bilgiye kolayca ulaşabiliyor. Bu durum çalışanları kendi yaptıkları işle ilgili karar verebilecek kişiler haline getiriyor. Bu kişiler önümüzdeki yıllarda sadece üstlerinden emir alarak yollarına devam etmeyecekler.“

Çoğu şirket ve kurum, geleceğin kendileri için ne getireceğini öngörmeye çalışır. Peki bu değişim çağında yeni dünya dinamiklerine ayak uydurmak, geri kalmamak için nasıl bir yol izlenmeli. Gelecekte şirket çalışanlarının profili değişecek. Firmalar kendileri için çalışan insanlardan çok daha fazla iş ve enerji elde edebilecekler. Artık insanlar sadece maaşlarını almak için gerekeni yapan kişiler olmaktan çıkacak. Kendi kararlarını verebilen çalışanlar, çalıştıkları şirkete faydalı olmak için ellerinden geleni yaparlar. Bir şirketin gelecekteki başarısını belirleyen çok fazla sayıda faktör vardır; bunların birçoğunu kestirmek zordur. Yıkıcı yeni bir teknoloji ortaya çıkabilir. Ticaret savaşı belli başlı materyallerin fiyatını yukarı çekebilir. Doğru verilerle girişimciler, yatırımcılar ve hatta yöneticiler geçici olanla kalıcı olan arasında ayırım yapabilirler. Belki gelecekte öngörülecek değişim, kişi özgürlüğüne dayalı olacaktır. Bu değişim şirketler için organizasyonlarının oturtulması kadar önemli bir hamle olacaktır. Önümüzdeki dönemlerde organizasyon yapıları merkeziyetçilikten uzaklaşacaktır. Buna paralel, çalışanların iş yapış biçimlerinde de değişimlerin yaşanacağını tahmin ediyorum. Dolayısıyla bağımsız çalışan kavramının ortaya çıkacağını düşünüyorum. Çalışanlarının kendi yöneticilerini seçtiği, hatta yönetim kurulunda eşit oy hakkına sahip olduğu bir iş dünyasının olacağını bir düşünelim. Sanki aşağıdan yukarıya doğru yönetiliyorlar. Korkunç ve dehşet bir gelecek. Gün gelecek, liderlerin ve patronların da ellerindeki yönetim baskısı ve güçlerinden vazgeçmeleri gerekecektir. Bu gün bile bunun kısmi örnekleri çoğu şirketlerde konuşuluyor. Müşteriden hareketle pazarlamasını kuruyor ve yönetiliyor diye. Yani müşteriden hareketle yönetim. O halde pazarlamayı müşteri yönetiyor. Bunu şirketlerin diğer ünitelerine de uygulandığını var sayalım. Anketlerin değerlendirilmesi ve toplumun taleplerine göre yönetim usulleri geliştirilir. Bu bir sanattır. Sanatkârlıktır. Bu kriterleri başaramayan şirketler gelecekte var olmayabilirler. Veyahut bu gibi geleceğin şirketleri arasında rekabet edemeyebilirler. Küme düşebilirler. Günümüzde de geleceğin şirketlerine benzeyen yapıların oluşmaya başladığını görüyoruz. Şirket stratejisini belirleyen kişilerin sadece tepedeki yöneticilerle sınırlı olmamalıdır. Böyle bir yapının şirket çalışanlarını sadece maaş için iş yapan kişiler olmaktan uzaklaştıracağını bilmek gerekir. Geleceğin şirketleri bu kriterler nedeniyle çok daha esnek ve çabuk karar veren yapılar içinde olabilirler. Bütün kararlar tek bir ağızdan çıkmayacak. Sonuçta yeni teknolojiler iletişimin maliyetini oldukça azalttı. Artık büyük organizasyonlarda çalışan pek çok insan, farklı kanallardan bilgiye kolayca ulaşabiliyor. Bu durum da çalışanları kendi yaptıkları işle ilgili karar verebilecek kişiler haline getiriyor. Bu kişiler önümüzdeki yıllarda sadece üstlerinden emir alarak yollarına devam etmeyecekler. İnsanlık tarihinde belki ilk defa organizasyonların ekonomik faydalarıyla, çalışanların faydaları aynı düzlemde ele alınacak. Kişiler için özgürlük, esneklik, motivasyon ve üretkenlik, fikir geliştiricilik ortamı oldukça önemlidir. Bu özgürlük sağlandığı zaman çalışanların çalışma hayatına bakışı değişecek. Bu durum da şirketin bütününde olumlu bir etki meydana gelecektir. Azda olsa bazı şirket yapıları merkeziyetçilikten uzak bir yönetim biçimi sergileyebiliyor. Çalışanlarda ise özgürlük arayışı çok fazla. Pek çok kişi bu gün, kendi kariyerine bağımsız çalışan olarak devam etmeyi tercih ediyor. Her dönem bunun sayısını artacağını ümit ediyorum. Anketler gösteriyor ki, halen çalışanlar özgürlük ve esneklik istiyor.
İlk olarak insanların başkalarından emir almak yerine, kendi kendilerine karar vermeye başlayacağını göreceğiz.. Bu aslında büyük bir devrim. İş dünyasında bu gerçekleştiğinde, çok daha motiveli çalışan kişiler oluşacak. Bu durum insanları daha fazla çalışmak için şevklendirecek. Burada anahtar nokta, insanların kendileri için çalıştıklarını hissedebilmeleri. Kendi başlarına ve özgürce çalıştıklarında daha üretken olacakları kesin. Kendi kararlarını veren insanlar çok daha esnek olur. Böylece davranışlarını bireysel durumlara göre çok daha rahat ayarlayabilirler. Bu gün her fırsatta müşterinin öneminden bahsediyoruz. Sonuçta her müşteriye aynı şekilde yaklaşılmaması gerektiğini söylüyoruz. Benim ifade etmeye çalıştığım bu model veya düşüncelerimde çalışanlar kendi anlık kararlarını verebildikleri için, her müşteriye farklı davranacaklar. Tabi eğer böyle bir ihtiyaç varsa.
Son olarak da insanlar kendi kendilerine karar verdiklerinde, verilen kararı daha fazla özümseyeceklerini düşünülebiliriz. Bunu günümüz dünyasında her çalışan istemiyor olabilir. Fakat çoğunluğun iş yerinde daha fazla özgürlüğe ihtiyacı olduğu bir gerçek. Aslında bunu uygulamanın değişik yolları olabilir. Birinci yöntem yöneticilerin ve patronların hala baskıcı olduğu bir yapı. Buradaki değişikliğin ise bu kişilerin pek çok kararı şirketin en alt kademelerine kadar delege etmesi. Günümüzde zaten pek çok danışmanlık ve hukuk firması bunu yapıyor. Büyük firmaların mağaza ve satış merkezlerinde de belli oranlarda bu örnekleri görebiliyoruz. Sadece işler karmaşıklaştığı zaman tavsiyeye ihtiyaçları oluyor. Bu yöntemde, yöneticilerin alt kademedeki insanlara bu otoriteyi vermesi önemli. Bir başka görülebilecek örnekte şirkette demokrasiyi oturtmak. Burada yöneticilerin ya da patronun yetkiyi delege etmesi gerekmez. Organizasyon içindeki kişiler zaten bu güce ilk aşamadan itibaren sahiptir. Pek çok ileri görüşlü yönetici artık çok önemli bir karar almadan önce çalıştığı kişilere danışıyor. Bu aslında kurallara dayandırılmamış bir demokrasi anlayışı. Gelecekte ise bunun daha oturtulmuş biçimlerini şirket yapılarında göreceğimizi düşünüyorum. Bu da şirket içinde uzmanlaşmayı artıracaktır. Devamını gelecek sayımızda bahsedeceğiz…


İlhan TANRIYAR / Proje ve Yönetim Danışmanı
www.ilhantanriyar.com