GAYRİMENKULDE KURUMSALLAŞMA

Kurumsallaşma son yılların popüler bir kavramı olmuştur. Hemen her işletmede karşılaşmışsınızdır. müşteri ile diyalog kurarken, ” Efendim şirketimiz kurumsallığımız gereği sizden bu bilgiyi alma mecburiyetimiz var…veya işlemleriniz için şu belgeyi, anketi doldurmanız gerekiyor gibi ” karşılaştığımız konulardan birkaçıdır. Aslında bu davranışıyla işletmeler, kurumsal yapısını ve konusuna göre müşteriye nasıl davrandığını, onu nasıl memnun edeceğini daha başlangıçta açıklamaktadır. Bu bir nevi taahhüttür. Güvencedir. Müşteri memnuniyetinin eylem öncesi ilk basamağıdır.

Fakat bu kavramın içini doldurmak ve o işletmede her ünite ve personelin kurumsallaşmaya olan inancını kuvvetlendirmek ve devamlılığını sağlayacak kurallar bulmak gerekiyor. Bu konuda farklı görüşler olabiliyor. Satış yapmak, para kazanmak yerine bununla mı uğraşacağız diyenler de oluyor. Maalesef moda olsun diye bir takım belge veya bir iki davranışla bu işi götürmeye çalışan işletmeler ne yazık ki objektif ve somut çalışmaların yerine sadece tanım ve istatistik değerleri ele almasıyla kurumsallığı boş bir kavram haline getirmişler. Kurumsallık her konuda çalışanlara ve müşteri ilişkilerine çalışma düzeni sağlamak için aslında bir yönetim konusudur.

Kurumsallaşma, en geniş anlamıyla, kuruluşların her konuda devamlılığı sağlanarak geleceği yönetmektir. Ülkemizin kalkınmasında en önemli yapı taşlarından biri olan gayrimenkul sektörü içersindeki bilhassa emlak ve danışmanlık şirketleri kurumsallaşma açısından ne yazık ki başarılı bir geçmişe sahip olduğunu söyleyemeyiz.

Kurumsallaşmanın içersinde öncelikle şirket içi/şirket dışında duruşunu ve davranışlarını temsil etme biçimlerini, şekillerini hazırlayarak bir kurumsal kimlik oluşturmak gerekir.

Kurumsal kimliğin gayrımenkul firmalarına kazancı tabii ki hemen olmaz. Bu davranış tamamen geleceğe yatırımdır. Kurumun kendisiyle ilgili vermek istediği mesaj ne ise, bu yolla verilir. Kurumsal kimlik firmanın diyalog kurmak istediği kişi ve kurumlar kimlerse veya hangi pazara dönük çalışıyorsa onlara gösterdiği yüzüdür.

Bu hususta samimi olunmalıdır. Elbette işletmeler kurumsallaşmak için kurulmazlar. Ticari işletmelerin kar odaklı olduğunu biliyoruz. Amaç,üretilen ürünün veya yapıyor olduğu hizmetinin üzerinden kar ve verimlilik elde ederek işletmenin yaşamını, gelişimini, başta sahipleri olmak üzere çalışanlarının geçimini sağlamaktır.Bu amaç için ilk araç olan kurumsallaşmayı, pazarlama- satış organizasyonları ve kalite yönetimine bir geçiş veya bağlantılı bir köprü olarak değerlendirilmelidir.Öncelikle bunu iyi kavramak ve kurumsallığı sihirli bir değnek gibi görmemek gerekiyor.

Kurumsallaşma süreci uzun bir yolculuk gibidir. Ancak amaç değildir. Amaca ulaşmada bir araçtır. Şirketin stratejik hedeflerine kolaylıkla uzanacak, karlılık ve verimliliğini sağlayacak bir uygun bir yapı şeklidir. Tabi doğru ellerde bu kurumsal yapının kurularak işletmeye sağlayacağı faydanın uzun vadeli olacağı muhakkaktır. Bu konuda uzman bir kişi veya ekipten yardım alarak çalışmalara yön vermek daha mantıklıdır.Çünkü kendi yönetiminin şirkete tarafsız ve objektif bir gözle bakması mümkün olmamaktadır.Dış yardım şirkete bir ivme ve farklı bir bakış açısı kazandırabilir.

Kurumsal yönetim, en kısa ve öz bir tanımla “kurallara dayalı şirket yönetimi” demektir. Kuralların dış çerçevesi genel olarak düzenleyici bir kamu otoritesi veya sivil toplum kuruluşları tarafından iç çerçevesi ise müşteri odaklı olarak şirket yönetimi tarafından belirlenir ve açıklanır.
Kurumsal yönetim ilkeleri dünyada her geçen gün daha fazla önemseniyor. Bu ilkelerin uygulanması şirketlerin değerlerini artırıyor. Özellikle gelişmekte olan pazarlarda kurumsal yönetim konusunda başarılı şirketlerin hisseleri %, 20-30 kadar daha değerli oluyor. Ayrıca müşteri kitlesi daha ziyade kurumsal kuruluşları seçmekte veya tercih etmektedir. Kaliteli ürün veya kaliteli hizmet sunumu, müşteri memnuniyeti bakımından en başta gelen prensiplerdir.

Kurumsal yönetim denince öncelikle yönetim kurulunun oluşumu, yönetim kurulu başkanı ile genel müdürün farklılaşması gibi yapısal konular gündeme geliyor. Burada önemli olan yönetim anlayışından beklenenlerdir.

İnsanları en çok motive eden unsurlardan bir tanesi de, paradan da daha çok, kendi gelişimini sağlayan ortamlardır. Dolayısıyla kurumsal yönetimi gerçek manada uygulayabilen şirketler, işlerini daha düzenli ve daha verimli yapma yoluna gidiyorlar. Ayrıca kurumsal yapılarından dolayı daha nitelikli insanları da cezbetme imkanına sahip olabiliyorlar.

Günümüzde birçok kuruluş, artık toplam kalite anlayışını benimsemiş ve kurumsal bir stratejiyle kurumsallığını sunma çabası ve gayreti içine girmiştir.
Kurumsallaşmış bir yönetim kurgusunda çatıyı tamamlayan yapı taşlarından bazıları şöyle sıralanabilir.

Bu sıralama ayrıntılar değerlendirilirse daha da uzayabilir. Bu konular kuruluşların sahiplerinin,yöneticilerinin gözüne çok gelmesin. Çalışanlara ve müşteri ilişkilerine uygun gelişime açık düzenli çalışmalar bilinmelidir ki işletmede her kese öncelikle huzur getirir ve her yapılan kurumsal çalışmanın müşteri memnuniyetine ve dolaylı olarak pazarlama faaliyetine katkılarını gördükçe boşa gitmediği anlaşılacaktır.

Karşımızda yepyeni bir dünya var. Tüm sektörler büyük ve hızlı bir değişimden geçiyor. Eski iş yapma şekillerinin hızla değiştiği, hatta bittiği bir dönemdeyiz. Her geçen gün istekleri ve seçenekleri artan müşteriler bundan sonraki dönemde daha da güçleneceklerdir. Bunu kabul eden ve sistemini veya iş yapma şeklini, 'Müşteri veya Pazar odaklılık' üzerine kuran şirketler bu dönemden karlı çıkacaklardır. Değişime ayak uyduramayanlar ise sektörel gelişim içinde büyük zorluklar yaşayacaklardır.

Gayrimenkul sektörünün de değişmesi gerekecektir. Oldukça muhafazakar bir yapıya sahip olan gayrimenkul sektörü bağımsız bir sektör değildir. Sektöre baktığımızda birbirine bağlı 200-250 civarında sektör görülmektedir. Sadece inşaat sektörü 100’ün çok üzerinde bir sayıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu sektör Ülkedeki en ufak krizlerden direkt olarak etkilenen ve en fazla kayba uğrayan sektörlerden biridir. Bu sebepten dolayı gayrimenkul sektöründeki kuruluşların başarısı ya da başarısızlığı aslında ülkenin ekonomik başarısıyla aynı paraleldedir. Klasik iş yapma şekline sahip olan sektörün değişmesi kolay olmayacaktır. Ancak yaşanan gelişmelerin de önünde durmak mümkün değildir.

Gayrimenkul sektöründe çalışanların çoğunluğunun eğitimlerinde eksikliklerin olduğu gözlemlenmektedir. Hedefleri olmayan kuruluşlar para odaklı çalışabilirler ve müşteri memnuniyeti gibi kavramlara önem verdiklerini söyleseler de yönetim, pazarlama ve satış sonrası hizmetlerde çok eksikleri bulunmaktadır. Bu da müşteriye ve pazar paylarına yansımaktadır.

Anket ve araştırmalarda eğitim almayan kuruluşlara bakıldığında da en zayıf sektörün gayrimenkul sektörü olduğunu görmekteyiz. Burada öncelikle bahse konu olan klasik emlakçılık kuruluşlarından bahsetmekteyiz. Bugün emlakçı isminden rahatsız olanların sayısı artmaktadır. Ancak gayrımenkul ve danışman şirketlerine bakıldığında emlakçı tabiri yaptıkları işlerle tam örtüşmektedir. Emlak alıp satma,kiralama işlerini yapan ortak bir sistemde bütün gayrimenkullerinin görüldüğü birer emlak bürosu olarak tanımlanmaktadır.İnşaat ve yapı şirketlerinin gayrımenkul sektöründe giderek geldiği noktayı ve pazarda gelebileceği yer iyi değerlendirilmelidir.
Gayrımenkul ve danışmanlık şirketlerinde faaliyetlerine paralel ve destekleyici olan alt sektörleride düşünürsek şirketler topluluğu şekline geçmelidir. Bu pazarda alternatif ticaretli ve proje yatırımlı olmalıdırlar. Bunun için önce işe kurumsallıkla başlamalı ve ihtiyaç olan eğitimler alınmalıdır. Gayrımenkul kuruluşlarınca, Kalite bilinci ve yönetimi,Stratejik Proje yönetimi,Pazarlama satış yönetimi ve sektörel gelişimleri, Kişisel gelişim ve Kurumsallık, Süreç yönetimi, Müşteri ve çalışan memnuniyeti, zaman yönetimi, iş güvenliği,ofis yönetimi gibi eğitimler mutlaka alınmalıdır. Bu eğitimlerden geçmeyen personelin sektörde sadece emlak satma ve alma işi şeklinden çıkması mümkün görülmemektedir. Faaliyetleri de böyle zannetmektedir.
Hele şirket sahip ve yöneticilerin eğitim almaması ve bu konuların dışında yöneticilik ve yönetim organizasyonu, liderlik, stratejik yönetim, Finansal yönetim, Lojistik, Pazarlama planı ve uygulamaları, Proje yönetimi ve planlaması gibi eğitimleri mutlaka almak zorundadır.
Bilgide ve pazarlamada güçlü olma gayrımenkul sektöründe altın anahtar gibidir. Kıymetini elde edenler ve yaşayanlar bilir.
Altın deyince aklıma geldi. Sektörde “ Altın Gayrımenkul ve Danışmanlık şirketi” bu hususta oldukça mesafe almış. Kurumsallık ve alt sektörlerini de değerlendirerek organizasyonel çalışmaları yanında eğitime verdiği önem takdire şayandır. Sektörüne ait konuların eğitimlerini kendi bünyesinde vererek sektörde çalışacakları bilgili kılmakta, geliştirmekte ve bu piyasaya MEB.lığı onayında sertifikalı uzman personel yetiştirmektedir.

Toplum içersindeki yaşama tarzımızda ve her kesimdeki ilişkilerimizde karşımıza istisnasız kurumsal düzeninde işleyen bir yapı ve bizleri memnun eden davranışları bekleriz. Buna da insan olarak hakkımız var. Ancak biz karşımızdan beklediğimiz gibi kendimiz karşımız olduğumuzda ne kadar kurumsalız.
Ne kadar kurumsal olmaya hazır ve dayanıklıyız. Kurumsallık önce beyinde ve inançta başlar.Umarım her kuruluş kurumsal olur ve her kesi memnun eder.
Kurumsallığımız gereği hoşça kalın diyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


İlhan TANRIYAR / Proje ve Yönetim Danışmanı
www.ilhantanriyar.com