BÜYÜMEDE YENİ FORMÜL

“Şirket hedeflerini çok iyi seçmek ve değerlendirmek gerekir. Her hedefe nasıl ulaşılacağı alt birimlere kadar belirtilmeli.Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız nasıl gideceğinizin bir anlamı, değeri yoktur ”

Yöneticilik" sözcüğünün kapsama alanı günümüzde giderek genişlerken iş yükünün de aynı oranda arttığı bir gerçektir. Başarılı bir yönetici; İşi, müşterileri, çalışanları ve şirketin bilgi birikimini yönetmekle yükümlüdür. Bu dört kriter birbirinden ayrılmamalıdır. Şirketin CEO’su, Yönetim tekniklerine vakıf ise veya yönetimdeki gelişmeleri takip ederse bu değişimlerin iş hedeflerine ulaşmak için hangi alanda kendini yenilemesi gerektiğine karar vermesine yardımcı olur.Bunun için şirkette yapılacak her işin yeniden ana ve alt maddeleri ( Süreçler) belirlenmelidir. Uzun yıllar şirketin başında yöneticilik yapmış olanlar ve üst yönetim kadrosunu kuramayanlar yalnız çalışmaktan bu yeni yönetim şekline bu şekilde belkide sıfırdan başlamasında üşengeç davranabilir Çünki yorgundur, yardımcısı yoktur.Yeniliklere ve yönetim değişimlerine, süreçleri yeniden hazırlamaya uygun personeli olmadığından bu şirketlerin yeni formüllerle hedef ve süreçlerinde iyileştirme beklememelidir.
Liderlik etme, öncelikle doğru değişim takımını bulmak ve yönlendirmekle ve bu doğrultuda personel görevlendirmekle başlar. Kurumun başarısı artık sadece iş yapma becerisine değil, işi nasıl ve ne kadar hızlı yaptığına bağlıdır. Bundan yıllar öncesine kadar geçerli olan "büyük balık küçük balığı yer" düşüncesi artık yerini "hızlı balık yavaş balığı geçer" anlayışına dönüşmüştür. Hızlı balıklardan olmak finansal güçten çok bilgi teknolojisine yapılan doğru ve zamanında yatırımlarla mümkündür. İyi bir CEO olmayı hedeflemişseniz yöneticilik kavram, kabiliyet ve bilgisi aşılmalıdır. Aşılamazsa Liderlik ağır gelir kaldırılamaz. Altında ezilir ve dağılır gidersiniz. “Ekibinize nitelikli ve sorumlu olduğunuz süreçlerinize uygun birilerini katamıyor veya değiştiremiyorsanız eksiklik sizdendir” yargısı unutulmamalıdır. Yani her prosedür’ ün arkasında ve uygulamasında bulunulmalıdır. Uygulamalarda diğer yöneticilerinizin arkasında olamayacağı bir prosedür veya süreç olmamalı. Eğer varsanız uygulamalar hedefe doğru gider. Olacak en kötü şey eski alışkanlıklarla veya niteliksiz personelle bu şekilde büyümeyi devam ettirmeniz. Ama artık yeni bir hikayeye ihtiyacımız var; o da ‘yatırım’ ve ‘üretkenlik’” diye yatırımların çeşitlendirilmesi ve genişletilmesi mümkün. Sadece şirket merkezinde değil yurt içi ve hatta yurt dışında her bölgede güçlü kadrolara yatırım yapılmalıdır. Koyduğunuz hedefe gidemeyen kadrolarla ısrarcı olmayınız. Hiçbir CEO’ nun değil geri geri gitmeye durgunluğa bile tahammülü olmamalıdır

NORMALLEŞMEDEN BÜYÜNMEZ: Organizasyon yapısı sadece kutuları ve içindeki insanları belirlemekle oluşturulmaz. Aynı zamanda insan kaynakları yönetimi ile ilgili bütün sistemleri de içerir. Özellikle, performans yönetimi, teşvik ve yetkinlik geliştirme sistemleri hedeflenen büyüme ile uyumlu olmadığında sorunlar yaşanabilir. Programsız, projelendirilmeyen ve plansız büyüme olmaz. Projede her adım görülür ve değerlendirilir. Örneğin, büyümeyi Rusya pazarında sürdürmeyi planlayan bir şirket, bu planı uygulamaya koymadan önce kurum kültürü ve çalışma düzenini hazmetmiş çalışanları arasında Rusça konuşma yeteneğine sahip olan kişileri yetiştirmelidir. Dağıtım kanalları, pazarlama ve marka yatırımları da hem sunulan ürün ve hizmetin maliyetinin önemli bir kısmını, hem de büyümenin alt yapısını oluşturur. Örneğin, marka oluştururken uluslararası pazarlarda kolay telaffuz edilemeyen bir markaya yatırım yapıldığında, gelecekteki büyüme sınırlandırılmış ve/veya daha pahalı hale getirilmiş olur. Strateji oluştururken üzerinde durulması gereken konulardan birisi de coğrafi yayılımdır. Hangi ülkelerde faaliyet gösterileceği, o yörede başarılı olmak için gerekli kritik başarı faktörleri ve bundan elde edilebilecek sinerjiler değerlendirilerek, ürün ve müşteri portföyü seçimleri yapılmalıdır. Bu değerlendirmelere uygun olarak iletişim, marka oluşturma ve pazarlama stratejileri de geliştirilmelidir.

Büyümenin, markanın başka ürünlerle beslenmesi, sunu paketinin zenginleştirilmesi, yeni ürün ve üretim kapasitesi geliştirme ve/veya şirket satın alma ile yoluyla gerçekleştirilmesi için zorlayıcı hedeflerin konması ve bu konulardaki çalışmalara kaynak ayrılması gerekiyor. Özetle büyüme, öncelikle düşüncede, daha sonra da atılan her adımın tek bir adım değil, daha uzun bir yolculuğun bir altyapısı olduğu anlayışı ile hareket etmekle sağlanabiliyor. Yönetimde yeni formüllerin başında yatırım ve üretkenlik olmalı. Doğrudan yatırımların artırılmasının yolu bulunmalı. Bunun için de belirsizlikler azaltılmalı, yatırım ortamı iyileştirilmelidir. En büyük hata sorunları hep dışarıda aramaktır. İçerde düzeltilecek konular varken yenilik ve büyüme hayaldir. Türkiye’nin, Ortadoğu’ya, Asya’ya ve Afrika’ya yeni ve çok büyük açılımları var. Fırsatları iyi değerlendirilebilirsiniz. Yönetim seminerlerinden aldığımız bilgilerde; Yapılan kadro araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, bazı ülkelerdeki şirketlerin yönetiminde ileri yaşlarda insanların olduğu ve yorgun, tükenmiş ve yenilikleri takip edemeyecek seviyede oldukları gözlemlenmiş. Bu şirketlerdeki gençlerin yaşlı yöneticilere hizmet ettiği pozisyonlarda olduğu görülmüştür. Kuşak farkı ile de yaklaşım ve yönetim sarsılmaktadır. Oysaki en üretken ve ülkelerinin sıralamada başta gelen şirketlerin başındaki CEO’lar genç yaşta . Diğer üst yönetim kadrolarıda genç ve dinamik yapıda. En çok patent alanlara bakın yine yönetiminde mutlaka gençler var. Demek ki şirketlerde kimin fikri iyiyse, kimin sözü doğruysa onların başa gelmesine izin veriliyor. Eğer 60 yaşına gelmeden yönetime giremezsin denilse o zaman gençlerden gelen çok önemli fikirleri kaçırıyorsunuz demektir.

Büyümenin Yeni Formülü: Müşteri Gibi Düşünmek! Dünyada üzerinde en çok kafa yorulan ve yatırım yapılan konuların başında Ar-ge geliyor. Ama aynı Ar-Ge form değişikliğine uğrayarak sismik bir kayma yaşıyor. Ar-Ge çoğu sektör için aynı zamanda “Müşteri gibi düşünmek” anlamına gelmeye başladı. “Müşterinin içinde olmak” ve onun ihtiyaç dünyasının beklentilerine uygun ürün ve/veya hizmet geliştirmek, Ar-Ge’nin “sinyal alma” dünyasının asıl derdi olmaya başladı. Ar-Ge’ye en fazla para harcayan firmaların yıllar içersindeki grafiğine baktığımızda, Ar-Ge’nin dünya liginde öne geçmenin ne kadar önemli bir yeri olduğunu görmüş oluruz.

Kurumsal Yönetim, Oyunun Yeni Adı Olacak kurumsal yönetimin temelini oluşturan profesyonellik, sermayenin ve hissedarların korunması, dürüstlük, şeffaflık, kamuoyunu aydınlatmak gibi ilkeler ön plana çıkıyor. İstikrarlı büyümenin yeni formülü ‘inovatif girişimcilik’, AR-GE ve katma değerli ihracattan geçiyor. Üretmek artık başarı değil, yani ekonomik sistemde düşünen, hayal kuran, Ar-Ge yapan, icat çıkartıp rakiplerini kıskandıran KOBİ'ler hayatta kalabilecek. Unutmayın artık herkesin ürettiğini üretmek başarı olarak kabul edilemiyor. Önemli olan olmayanı keşfetmek ve kendi pazarını oluşturmak. Türkiye’de de, sektörlerinde önde gelen firmaların sürdürebilir büyümeyi sağlayabilmesinin anahtarının “dış pazarlara açılma ve bu pazarlarda markalaşmayı başarmak” olarak şekillendiğini görüyoruz. Kurumlarda, başta genel müdür olmak üzere üst düzey yöneticilerin tamamı amaç ve hedeflerini tam kavrayabilirlerse ulaşılacak yollarda birleşebilirler ve birimlerine konularında açık ve tutarlı bir şekilde liderlik yapabilirler. Büyüme için insan kaynağına yatırımın en başta gelen faktör olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.Artık hatır, vefa ve dost tavsiyeleri sizi nereye kadar götürür.Denemişseniz ısrar etmeyiniz.Bilgi ve yenilikler sizi hedefinize ulaştırır.Merkez ile dağıtım kanallarınızı ayrı tutmayın.Dağıtım kanallarının niteliği ve verimi kurumsal yönetiminizin içinde olmalıdır.Dünyadaki her ülke veya her pazar sizin için ticari bir fırsattır.


İlhan TANRIYAR / Proje ve Yönetim Danışmanı
www.ilhantanriyar.com